‘KALP KRİZİ RİSKİ EN AZA İNDİRİLEBİLİYOR’
Koroner arter hastalığına yol açan risklerin başında tütün ürünleri kullanımı, hipertansiyon ve diyabet hastalığı, beslenme şekli, ailesel yatkınlık ile stres geliyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Rıza Türköz, “Günümüzde koroner arteri tam olarak tedavi eden bir yöntem henüz olmasa da güncel tedavi yöntemleri sayesinde hastalığın ilerleyişi yavaşlatılabiliyor, kalp krizi riski en aza indirilebiliyor ve yaşam süresi uzatılabiliyor” dedi.
HİPERTANSİYON VARSA GECİKTİRİLMEMELİ
Koroner arter hastalığının temel tedavi yöntemleri ilaç tedavisi (medikal), girişimsel yöntemler ile damarların açılması (stent uygulanması) ve cerrahi (koroner bypass operasyonu) yöntem olarak özetleniyor. Belirli bir şikâyeti ve kritik damar tıkanıklığı olmayan hastaya medikal tedavi uygulanıyor. Eğer bir kişide hipertansiyon, kan yağları yüksekliği ve diyabet hastalığı bulunuyorsa medikal tedaviye hiç geciktirilmeden başlanması gerekiyor.
‘STENT KALP KRİZİ RİSKİNİ TAMAMEN ORTADAN KALDIRMAZ’
Stent tedavisinin kalp krizi riskini tamamen ortadan kaldırmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Rıza Türköz, “Eğer bir veya iki damarda kritik darlık mevcutsa ve darlık çok uzun damar bölgesini tutmuyorsa, dar veya tamamen tıkalı olan bölgelerin balon ve stent ile açılması tercih ediliyor. Halk arasında ‘Damarım stent ile açıldı’ ifadesi sıklıkla kullanılıyor ancak çoklu damar tıkanıklığında damarların stent yöntemiyle açılması orta ve uzun dönemde bu damarların tekrar tıkanmayacağı, hastaların kalp krizi geçirmeyeceği ve ani ölüm riskinin ortadan kalkacağı anlamına gelmez” diye konuştu.
YENİDEN TIKANMA OLUŞABİLİR
Uzun süreli diyabet hastalığı ile sıklıkla yaygın ve üç damar hastalığı olan hastalarda balon ve stent tedavisinin uzun dönem için iyi sonuç vermediği belirtiliyor. Teknik olarak damar darlıklarının ve tıkanıklıkların çok büyük bir kısmı balon ve stent işlemiyle açılabilse de zamanla bu damarlarda tekrar darlık ve tıkanmaya rastlanabiliyor. Stent teknolojisindeki gelişmeler ve ilaç kaplı stentlerin kullanılmalarına rağmen, stentlerde tıkanma ve daralma olmasından dolayı tekrar müdahale gerektirme oranı yılda yüzde 1-2 olarak bildiriliyor.
ARADAKİ FARK ÖNEMLİ BULUNUYOR
Prof. Dr. Rıza Türköz, en saygın medikal dergilerden olan J Thorac Cardiovasc Surg’de 2023 yılında yayımlanan bir çalışmayı vurguladı. Bu çalışma, 4 bin 992 stent uygulanan hasta ile 4 bin 975 cerrahi uygulanan hastalarda 10 yılın sonunda cerrahi operasyon geçiren hastaların hayatta kalma oranını yüzde 80, stent takılan hastaların ise yüzde 76 olduğunu ortaya koyuyor. Aradaki fark küçük gibi görünse de tıp dünyasında istatistiksel olarak oldukça önemli bulunuyor.