- “Ne yazık ki Amerikalılar (Gazze’de ateşkes ve esir takası müzakerelerinde) İsrail’i ikna edemedi ve (İsrail) bu öneriyi reddetti. Müzakereye daha fazla zaman tanımak yerine Refah’a saldırdılar ve bu da tüm müzakereleri dondurdu.”
- “Savaşın sonunda Hamas değil, İsrail hükümeti çökecek. İsrail hükümeti arasındaki sorunlar yeni değil ama Filistin davasına yönelik siyasi vizyonları yok.”
- “(ABD’nin Gazze’de inşa ettiği geçici liman) Filistinlilerin kullanımı için avantajlı değil, kendi amaçları için istiyorlar. Ancak Filistinliler olarak milletimize verilecek her türlü desteği memnuniyetle karşılıyoruz.”
- “Türkiye’nin son iki haftada aldığı kararların siyasi, hukuki ve ekonomi düzeyinde önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun İsrailliler üzerinde ciddi etkisi var. Belki de saldırıları çok çabuk sona erdirebilir.”
Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Usame el-Hamdan, Hamas’ın kabul ettiği ancak İsrail’in reddettiği ateşkes ve esir takası müzakereleri, İsrail’in Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentine kara saldırısı, Gazze’nin idaresine ilişkin tartışmalar ve ABD’nin Gazze’de insani yardımlar için geçici liman inşa etmesi konularında değerlendirmelerde bulundu.
Hamdan, Hamas ile İsrail arasında yapılan ancak Tel Aviv yönetiminin kabul etmediği Gazze’de ateşkes ve esir takası müzakerelerinde ABD’nin yetersiz kaldığını ifade etti.
Müzakere görüşmelerinin 16 hafta sürdüğünü ve bu süre boyunca tüm engellerin İsrail tarafından geldiğini dile getiren Hamdan, “İsrail hükümeti süreci baltalamak için elinden geleni yaptı.” dedi.
Katar ve Mısır başta olmak üzere arabulucuların çabalarının oldukça olumlu olduğunu belirten Hamdan, 4 Mayıs’ta Hamas’ın önerileri kabul ettiğini hatırlattı.
Hamdan, ABD’nin de Hamas’ın kabul ettiği önerileri desteklediğinin kendilerine iletildiğinin altını çizerek, “Ne yazık ki Amerikalılar İsrail’i ikna edemedi ve (İsrail) bu öneriyi reddetti. Müzakereye daha fazla zaman tanımak yerine Refah’a saldırdılar ve bu da tüm müzakereleri dondurdu.” ifadelerini kullandı.
Hamas’ın, müzakereleri kabul etmeyen İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına son verilmesi için çabalarını sürdüreceğini ifade eden Hamdan, “Sonunda bu saldırının, Gazze’deki Filistinlilere karşı yürütülen bu savaşın, onlara düşündükleri hedeflerin tamamını sunmayacağını anlayacaklar. Filistin’deki direnişi yıkamayacaklar, Filistinliler olarak 75 yıldır direniyoruz.” dedi.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de hedeflerine ulaşamadığını kaydeden Hamdan, Tel Aviv yönetiminin Gazze’de ne direnişi bitirebildiğini ne de başarılı bir esir takası gerçekleştirebildiğini ifade etti.
“Savaşın sonunda Hamas değil, İsrail hükümeti çökecek”
Hamdan, son dönemde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Yoav Gallant arasında Gazze’nin idaresine ilişkin yaşanan gerilime de değinerek, şunları söyledi:
“Filistinliler tarafından seçilmedikçe hiç kimsenin Filistinlilere liderlik yapamayacağını herkes biliyor. Yani günün sonunda ‘İsrail ordusu’ denilen bir ölüm makinesine sahip olduklarını ve Filistinlilere karşı savaşı kazanamayacaklarını anlayacaklar.”
ABD’nin “Hamas’tan sonraki günü değil, Netanyahu’dan sonraki günü” düşünmeye başlaması gerektiğini söyleyen Hamdan, “Savaşın sonunda Hamas değil, İsrail hükümeti çökecek. İsrail hükümeti arasındaki sorunlar yeni değil ama Filistin davasına yönelik siyasi vizyonları yok, Filistinlilerle birlikte yaşama konusunda arzuları yok.” dedi.
Hamdan, Gazze’nin idaresi konusundaki tartışmaların Filistinlilerin yararına olmadığını belirterek, “Hem Netanyahu hem de Gallant, Hamas’a karşı savaşın bitmesinden sonra İsrail hükümetinin çökeceğini ve İsrail’de yeniden bir seçim yapılacağını anlıyor. Yani herkes Filistinlilerin kanıyla daha fazla oy almanın peşinde.” diye konuştu.
“Gerçek çözüm, işgale son verilmesidir”
Bölge ülkelerinden oluşan uluslararası bir gücün veya Birleşmiş Milletler (BM) gücünün Gazze’nin idaresine dahil olması yönündeki tartışmalarına da değinen Hamdan, 1990’larda işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan El Halil kentinde bu yolun denendiğini ancak başarı elde edilemediğini hatırlattı.
Söz konusu güçlerin o dönemde kentte olan biteni izlediklerini, İsrail’e yönelik eleştiri dahi yapamadıklarını dile getiren Hamdan, “İsrailliler dokunulmazdı, peki bunun ne faydası var?” şeklinde konuştu.
4 Haziran 1967 tarihli işgal altındaki Doğu Kudüs’ü de kapsayacak şekilde İsrail’i işgalci olarak tanımlayan uluslararası bir karar olduğunu ve bu kararın uygulanması halinde İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerektiğini hatırlatan Hamdan, “Eğer uluslararası toplum bir şeyler yapmaya istekliyse asıl noktadan başlamaları gerekiyor, işgale son verilmesi. Gerçek çözüm istiyorsanız bu noktadan başlamalısınız.” dedi.
“İsrail’in Refah’taki tek başarısı ölüm makinesi olmak”
İsrail ordusunun 7 Mayıs’ta sınır kapısının Gazze tarafını ele geçirerek kara saldırısı başlattığı Refah’taki katliamı medyada en alt düzeyde yansıtmaya çalıştığını kaydeden Hamdan, “Yani medyaya kapıları kapatıyorlar, medyanın bunu haber yapmasını engelliyorlar. Ama hedefleri düzeyinde bir başarı elde edemeyeceklerine inanıyorum. Tek başarı onların bir ölüm makinesi olmaları olacaktır.” dedi.
Hamdan, ABD’nin insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak için Gazze’de geçici liman inşa ettiğine de değinerek, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin yaklaşan seçimlerde zor bir durumla karşı karşıya olduğunu ve bu nedenle “insani bir yüz göstermek” istediklerini ifade etti.
İsrail’in Refah’a kara saldırısından bu yana insani yardımların kesintiye uğradığı Refah Sınır Kapısı ve Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı’nın yardım geçişleri konusunda kapasitesinin çok daha yüksek olduğuna işaret eden Hamdan, “(ABD’nin Gazze’de inşa ettiği geçici liman) Filistinlilerin kullanımı için avantajlı değil, kendi amaçları için istiyorlar. Ancak Filistinliler olarak milletimize verilecek her türlü desteği memnuniyetle karşılıyoruz.” dedi.
Türkiye’nin bölgesel rolü ve Filistin’e desteği
Hamdan, Türkiye’nin İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ve bölgenin en önemli ülkelerinden biri olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin çabaları çok önemli. Zira sadece Filistin davasına değil, yaşadığımız bölgeye de etkileri oluyor.” dedi.
Türkiye’nin 7 Ekim saldırılarının ilk günlerinden itibaren Gazze’de insani düzeyde çabalarının yoğun olduğunu söyleyen Hamdan, şunları kaydetti:
“Ancak son iki haftada alınan kararların siyasi, hukuki ve ekonomi düzeyinde önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun İsrailliler üzerinde de etkisi olduğunu ve saldırının belki de tahmin edilenden daha çabuk sona ermesini sağlayacağını düşünüyorum. Filistin halkının dünyadaki herkesin desteğini beklediğini de eklemeliyim.”
Hamdan, Gazze’de insani desteğe ihtiyacın ciddi boyutlarda olduğunu ve uluslararası alanda ve İslam ülkelerinden bu yönde beklentilerinin yüksek olduğunu ifade etti.
Ayrıca, ABD ve Batılı ülkelerin hükümetleri İsrail’i desteklese de halklarının aynı düşünmediğinin altını çizen Hamdan, “Bence bu da Filistin direnişinin bir parçasıdır.” dedi.