İniş sürecinde uzay ajansları ve şirketler, öncelikli ve alternatif iniş alanlarına karar veriyor. Piste inebilen uzay araçlarının çoğu denize ya da okyanusa da iniş yapabiliyor. Değerlendirmelerin ardından uzay aracı için temel iniş hedefi belirleniyor.
ISS’den Dünya’ya dönme sürecinde okyanusa iniş yapmak hedeflenirse rüzgar hızı, okyanustaki dalga aralığı ve yüksekliği, yağmur ve şimşek ihtimali gibi konulardaki değerler önem arz ediyor. Bunların uygun düzeyde olmaması halinde Dünya’ya dönüş süreci uzayabiliyor. Gündüz ve gece görüş menzilinin de belli aralıkta olması gerekiyor.
Ayrıca, kurtarma helikopterinin operasyonel kapasitesinin test edilmesi gerekiyor. Helikopter mürettebatı, daha hızlı kıyıya ulaşma ya da acil sağlık müdahalesi gereken durumlar için hazırda bekliyor. Hedeflenen iniş bölgelerine yakın olmak üzere genellikle 2 gemi de bu süreçte görev alıyor.
ISS’den ayrılma sürecine devam edip etmeme konusunda misyon kontrol merkezinden değişiklikler gözlemleniyor. Şartlar uygunsa belirlenen saatte uzay aracının ISS’den ayrılması için hazırlıklar başlıyor.
Astronotlar, ISS’den Dünya’ya dönmek istediklerinde prosedürleri gözden geçirerek hazırlıkları yapıyor. Astronotlar bu yolculuk boyunca basınca dayanıklı kıyafetler giyiyor.
Hesaplamalar önemli
Dünya’ya geri dönüşün hesaplanmasında ve hazırlığında atmosfere girildiğinde yaşanacak sürtünme ile aerodinamik hesaplamaları, güvenli şekilde sürecin tamamlanması için önem arz ediyor. Süreçte görev alan mühendisler, uzay aracında bulunan ısı kalkanını gerekli hesaplamalara göre tasarlıyor.
Uzay aracı ile ISS arasında bağlantı sağlayan geçidin kapatılması ve aracın ISS’den uzaklaşmaya başlamasıyla Dünya’ya dönüş süreci başlıyor.
Motorları kapalı olan uzay aracı, ISS’den ayrıldığı an istasyondan farklı yörüngede ilerlemeye ve daha sonra yer çekimi nedeniyle Dünya’ya doğru çekilmeye başlıyor. Uzay aracının motoru bir süre çalışıyor ve yanması sonucunda yörüngede alçalarak Dünya atmosferine girilmesi sağlanıyor.
Örneğin atmosfere girerken Rus Soyuz uzay aracı, 3 parçaya ayrılıyor. Yörünge ve hizmet modülü, atmosferin daha yoğun tabakalarındayken yok oluyor, sadece astronotların bulunduğu iniş modülü Dünya’ya dönüyor.
Doğal fren mekanizması
Dünya’nın atmosferi uzay aracı için doğal bir frenleme mekanizması vazifesi görüyor ve aracı yavaşlatıyor. İniş modülünün termal koruması sayesinde atmosferle sürtünme sonucu ortaya çıkan ısı absorbe ediliyor, modülün hızı önemli ölçüde düşüyor. Modülün atmosfere girmesiyle açılan paraşüt, kapsülün hızını daha da azaltıyor.
Uzay aracı Dünya atmosferine tekrar girdiğinde, ses hızından daha hızlı hareket ediyor, sıcaklık artıyor ve hava yoğunluğu azalıyor. Örneğin NASA’nın Orion uzay aracı, atmosfere girerken ses hızından 25 kat hızlı hareket ediyor.
Kullanılan uzay aracının boyutu da bu konuda önem arz ediyor. Örneğin, Space Shuttle ve Soyuz arasında en büyük fark tekrar Dünya atmosferine girerken yaşanıyor. Space Shuttle ile daha kolay Dünya atmosferine girilirken Soyuz kapsülünde bu durum neredeyse bir araba kazası olarak tanımlanabiliyor.
İnişin güvenli şekilde tamamlanmasının ardından kurtarma ekipleri bölgeye gidiyor. Uzay aracı kapsülü, gemiye alınarak girişi açılıyor ve astronotlar kapsülden çıkarılıyor.
Astronotlar Dünya’ya döndüklerinde özellikle yürümekte zorluk çekebiliyor, hasta hissediyor ve gerekli sağlık kontrolleri yapılıyor. Misyonun ardından dinlenme sürecine giren astronotlar için egzersiz de önem arz ediyor.
Uzay aracıyla Dünya’ya dönme süreci ortalama 4 ile 12 saat arasında değişkenlik gösterebiliyor.